Pazartesi, Temmuz 20, 2009

Başlık

İnsanlar kafayı yemiş. Ahlak kavramı, örf, adet, hormonlar, istekler, leke(!), utanç, fil kulağı, at kuyruğu(!), kızlar, erkekler, kadınlar, ihanetler, sevişmeler, sigaralar,duşlar, erkek muhabbetleri, koca koca kadın yalanları, sonra ona inanan saflar, tabular, ahlaksızlık sayımı yapan ahlaksızlar, ahlak polisi çaçalar. Sonra onlara boyun eğenler. Gece oturup konuşan erkekler, kimisi asla kimisi daima diyen. Sonra modernlik söylentisi, sonra gelenekler korkusu, sonra kimlik sarsıntısı. İnsanın kendini tanımadan ölmesi mi iyi ? yoksa tanıyarak katlanması mı bazı gerzekliklere ? Gerzeklik dedim de aklıma bir sürü şey geldi. Aşk gelmedi ama. Aşk iyidir hoştur. Ama başka şeylerle karıştırmamak gerek içeriğini. Arı hali güzel. Sınırları olmayan modeli. Aşkınla aşk yaparken aşık olmak güzel. Yoksa aşk yapmaya (ki aslında bu cümleye yakıştırmadım "aşk yapmayı") aşık olup, sevgiyle, sevişi karıştırmak baklavaya pul biber dökmen gibi benim bile iğrenç benzetme yaptığımı bildiğim çirkin bir bileşen. Sevgi bizi kurtacak. Kurtarmalı. Umarım yani.. Ben de görürüm belki.